ŞEHİR YERLE BİR OLDU 
Louis Guala dünyaya kimsesi olmadan geldi. Kimin karnında büyüdü bunu kimse bilmiyordu. Bunun bir lanet olduğuna inanıyordu herkes. Luis çatlamış bir toprak gibi doğduğu günden beri dünyadaki bütün kötü bakışları çekiyordu içine… kibri,  gururu, acımasızlığı ona tohum diye verdiler.  Suyun pisine, havanın kirlisine talipti o, zaten başkasını da ona layık görmediler. 
İnsanlar onun içinde temiz hiç bir şey olmadığına o kadar emindiki,  kimse ona bir kez bile elini sürmedi. Doğduğunda, büyürken ve büyüdüğünde…
Günün birinde şehir yerle bir oldu. Louis Guala dışında herkes göçük altındaydı. Louis yıkıntıların başında saatlerce ellerine baktı, aşağıdan gelen sesleri dinledi ve ellerine baktı.
‘Ben lanetli değilim’ diye bağırdı Guala. ‘ Yalnızlık benim lanetim’ kimse onu duymadı. Herkes göcük altındaydı…

THE CITY WAS RAZED TO THE GROUND
Louis Guala came into the world with no one. No one knew whose womb he grew up in. Everyone believed it was a curse. From the day he was born, like a cracked earth, Luis absorbed all the bad looks in the world... they gave him arrogance, pride, cruelty as seeds.  He wanted the filth of the water, the pollution of the air, and no one else was worthy of him.
People were so sure that there was nothing clean in him that no one touched him even once. When he was born, when he grew up and when he grew up...
One day the city was leveled. Everyone was under the rubble except Louis Guala. Louis stared at his hands for hours at the ruins, listening to the sounds from below and staring at his hands.
'I am not cursed,' Guala shouted. 'Loneliness is my curse,' no one heard him. But everybody was under…

You may also like

Back to Top